- VERGİ KAÇIRMA/VERGİ KAÇAKÇILIĞI
Vergi kaçırma veya vergi kaçakçılığı (tax evasion), vergi ile yükümlülüklerin vergi kanunlarına aykırı olarak kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi olarak tanımlanmaktadır.
Vergi kaçırmanın başlıca sebeplerini şu şekilde sıralamak mümkündür.
- Vergi oranlarının yüksek olması,
- Vergi denetiminin etkin olmaması,
- Dolaylı vergilerin dolaysız vergilere oranla fazla olması,
- Belge düzenine uyulmaması,
- Kayıt dışı sektörlerin denetiminin etkin olarak yapılmaması,
- Vergi mevzuatının çok detaylı olması ve anlaşılamaması,
- Vergi kaçıran rakip mükellefler karşısında rekabet şansının devam ettirilme gerekliliği,
- Daha az vergi verme çabası
gibi nedenler mükellefleri vergi kaçırmaya itebilmektedir.
Vergi kaçırmak suçtur.
- VERGİ SUÇ VE CEZALARI
Vergi suçu, mükellef ve vergi sorumluları ile memurların vergi kanunlarına aykırı hareket etme sonucu ortaya çıkar. Vergi cezası ise vergi kanunlarına aykırılıklara uygulanan yaptırımlardır.
Vergi ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya yükümlülüklerin usul ve esasları ile yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak olan cezalar 213 sayılı Vergi Usul Kanunumuz tarafından düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunumuz, vergi ile ilgili cezaları:
- Vergi Ziyaı Cezası
- Usulsüzlük Cezaları
- Hürriyeti Bağlayıcı Suç ve Cezalar
olmak üzere üç ana başlık altında toplamıştır.
Vergi suç ve cezalarını,
- İdari vergi suç ve cezaları ile
- Ceza Hukuku anlamında vergi suç ve cezaları
olmak üzere iki başlıkta incelemek te mümkündür.
İdari vergi suç ve cezaları, vergi idaresi tarafından idari usullere uyularak cezalandırılan suçları ifade eder. Vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük cezaları idari vergi suç ve cezalarındandır ve cezalar mali (ekonomik) cezalardır. Yani, cezaya muhatap olanlar parasal yaptırımlarla karşı karşıyadır.
Ceza hukuku anlamında vergi suç ve cezalar ise hürriyeti bağlayıcı cezalar olduğundan ceza mahkemelerinde yargılama yapılır.
2.1. Vergi Ziyaı Cezası
2.1.1. Vergi Ziyaı Suçu Kavramı
Vergi Ziyaı Suçu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘’Vergi Ziyaı’’ başlıklı 341. maddesinde tanımlanmıştır.
Buna göre; vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade etmektedir. Bir başka deyişle; mükellefin, vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine rağmen bu olaydan doğan vergi borcunu vergi dairesine bildirmediği yahut bu borcu eksik bildirdiği durumlarda vergi ziyaı suçu söz konusu olmaktadır.
Kanun, vergi ziyaının gerçekleşmesini tahakkuk esasına bağlamıştır. Yani, vergi ziyaı, verginin tahsil değil tahakkuk aşamasıyla ilgilidir. İlgili kanun gereğince; verginin tahakkuk ettirilmesi, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi şeklinde ifade edilmiştir. Verginin tahakkuk ettirilmesinden önceki bir safhada vergi ziyaı mevcut olabileceği için; bu sebeple bir verginin tahsil edilememesi durumunda vergi ziyaı suçu söz konusu olmaz.
Yine aynı madde uyarınca; şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı olarak kabul edilerek hükme bağlanmıştır.
Vergiyi doğuran olayın mükellef ya da sorumlu tarafından gerçekleştirilmemesi sebebiyle hazinenin gelir kaybına uğraması halinde vergi ziyaı söz konusu değildir. Bu durum; suçta ve cezada kanunilik ilkesinin vergi hukukunda bir tür yansımasıdır.
Vergi ziyaı suçu ve cezasının net bir şekilde anlaşılabilmesi için; Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesi ile vergi ziyaı suçunun cezasını içeren 344. maddesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
2.1.2. Vergi Ziyaı Suçunun Cezası
Vergi suçlarının cezalandırılmasındaki temel amaç; mükelleflerin vergi düzenine ait ödev ve sorumluluklarının yerine getirilmesi ve bu hususta sürekliliğin sağlanmasıdır. Bu sebeple; vergi ziyaı suçunun işlenmesi halinde, hem devlet gelir kaybında uğrar hem de kamu düzeni bu durumdan olumsuz etkilenir.
Vergi ziyaı suçu, mali suçlar kategorisi içerisindedir. Mali nitelik taşıyan suçlar bakımından kanun koyucu bir takım ekonomik yaptırımlar öngörmüş olmakla birlikte, bu tür suçlarının tespitinin idare tarafından gerçekleştirileceği ifade edilmiştir. Vergi ziyaı suçu; kasten işlenebileceği gibi taksirle de işlenebilir.
Vergi Ziyaı Cezası, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre; 341. maddede yazılı hallerde vergi zıyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaına 213 sayılı Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde ise bu ceza 3 kat arttırılır, bu fiillere iştirak edenler hakkında ise söz konusu ceza bir kat olarak uygulanır.
Zıyaa uğrayan verginin bir katı ceza uygulanır ancak eylem aynı zamanda hürriyeti bağlayıcı bir suç ise bu halde verginin üç katı ceza uygulanır. Vergi incelemesine başlamadan önce olmak kanuni süre geçtikten sonra verilen beyannameler için cezanın yarısı uygulanır.
2.2. Usulsüzlük Cezaları
Usulsüzlük; vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde vergi kaybı olmasa bile usulsüzlük fiili oluşur. Usulsüzlükler için kesilecek cezaların uygulanmasında bir vergi ziyaının doğma şartı aranmamaktadır. Usulsüzlük cezalarının amacı, vergi ziyaına yol açacak fiilleri işlemeye yönelmiş olan mükellefleri uyarmak ve suç teşkil eden bu fiilleri engellemektir.
Usulsüzlük cezaları
- Genel usulsüzlük cezaları ve
- Özel usulsüzlük cezaları
olmak üzere ikiye ayrılır.
Genel Usulsüzlük,
- Birinci Derece Usulsüzlükler ve
- İkinci Derece Usulsüzlükler
Olarak ikiye ayrılır. Usulsüzlük fiillerini daha çok defter belge düzenine ve bildirim yükümlülüklerine aykırılık teşkil eden fiiller olduğu görülmektedir.
Özel Usulsüzlükler ise fatura düzenlememek, sevk irsaliyesi taşıma irsaliyesi düzenlememek vb. bu ve benzer hallerde her bir eylem için kanunda öngörülen para ezası uygulanır. Dolayısıyla, söz konusu özel usulsüzlükler neticesinde vergi ziyaı da meydana geliyorsa; vergi ziyaının gerektirdiği vergi cezaları ayrıca kesilir.
2.2.1. Genel Usulsüzlük Cezaları
Genel Usulsüzlük Cezaları yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi kendi içinde 1. derece usulsüzlük cezası ve 2. derece usulsüzlük cezası olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Hangi davranışların 1. derece usulsüzlük cezasını gerektirdiği, hangi davranışların ise 2. derece usulsüzlük sayıldığı 213 sayılı Kanunu’nun 352. maddesinde ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir. Usulsüzlük fiili resen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir.
2.2.1.1. Birinci Derece Usulsüzlükler
- Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması,
- Vergi Usul Kanunu’na göre tutulması zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması,
- Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili belgelerin doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olması,
- Vergi Usul Kanunu’nun 215-219. maddelerinde belirtilen kayıt düzenine ilişkin hükümlerine uyulmamış olması,
- İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi,
- Tasdiki zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tasdik işleminin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler tasdik ettirilmemiş sayılır.),
- Normal süresi içinde verilmeyen, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile idarece yeniden tanınan 15 günlük süre içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilmesi.
- Diğer ücretler üzerinden alınan Gelir Vergisinde, tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması.
2.2.1.2. İkinci Derece Usulsüzlükler
- Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması (işe başlamayı bildirmek hariç)
- Tasdiki zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tasdik işleminin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması,
- Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve belgelerin kanunen belli şekil, içerik ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması,
- Hesap veya işlemlerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartıyla bazı evrak ve belgelerin bulunmaması veya ibraz edilmemesi,
- Bu kanuna göre tutulması mecburi defterlerin ve kanunen saklanması zorunlu belgelerin yetkili memurlar tarafından istenildiği halde ibraz edilmemesi,
- Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması,
- Çiftçiler tarafından yapılan Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması,
- Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin kanunda belirtilen sürenin sonundan başlayarak 15 gün içinde verilmesi.
2.2.2. Özel Usulsüzlük Cezaları
Hangi fiillerin özel usulsüzlük cezasını gerektirdiği 213 sayılı Kanunu’nun 353. maddesinde belirtilmiştir.
2.3. Hürriyet Bağlayıcı Suç ve Cezalar
2.3.1. Vergi Kaçakçılığı Suçu Kavramı
Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Cezaları, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘‘Kaçakçılık Suçları ve Cezaları’’ başlıklı 359. maddesinde belirtilmiştir.
Buna göre, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;
- Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapılması,
- Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açılması,
- Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedilmesi,
- Defter, kayıt ve belgelerin tahrif edilmesi veya gizlenmesi veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesi veya bu belgelerin kullanılması,
- Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi,
- Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edilmesi veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyulması veya hiç yaprak koyulmaması veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesi veya bu belgelerin kullanılması
- Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgelerin, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basma işleminin yapılması veya bilerek kullanılması,
- Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
hakkında ilgili madde uyarınca hapis cezasına hükmolunmuştur.
Yine varlığı noter tasdik kayıtları veya diğer suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kişilere söz konusu defter ve belgelerin ibraz edilmemesi de, söz konusu belge ve defterlerin gizlenmesi anlamına gelir.
Ayrıca gerçek bir duruma dayanmakla birlikte, bu durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgeye de muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge adı verilmektedir.
Bu kapsamda; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde, bu hususlar varmış gibi düzenlenen belgeye de sahte belge denir.
2.3.2. Vergi Kaçakçılığı Suçunun Cezası
Vergi kaçakçılığı suçunda; mükellefler, vergi sorumluları ve söz konusu vergi suçlarına iştirak eden diğer kişiler vergi miktarında belirli bir kayba sebep olacak şekilde hileli eylemlerde bulunmaktadır. Vergi kaçakçılığı suçunu işleyen kişiler hakkında ilgili maddede belirtilen cezaların uygulanması, söz konusu suçlar hakkında Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinde belirtilen vergi ziyaı cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Vergi kaçakçılığı suçlarında doğrudan zarar gören kurum devlettir. Dolayısıyla bu ihlallerin kanunda suç olarak düzenlenmesinde amaç; devletin vergilendirme yetkisinin ve vergi gelirlerinin korunmasıdır. Vergi kaçakçılığı suçları, ancak ilgili kanunda belirtilen eylemlerin gerçekleştirilmesi neticesinde söz konusu olduğundan dolayı, bu suçlar niteliği gereği ‘’bağlı hareketli suç’’ statüsündedir.
Vergi kaçakçılığı suçunun şartlarının oluşabilmesinin ön şartı; Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmiş bir verginin mevcut olmasıdır. Vergi kaçakçılığı suçlarında suçun failleri, cezaların şahsiliği ilkesine göre ancak gerçek kişiler olabilir. Dolayısıyla vergi kaçakçılığı suçlarından dolayı tüzel kişilerin fail olması mümkün değildir. Türk Ceza Kanunu’na göre; tüzel kişiler hakkında yalnızca güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Aşağıdaki fiilleri işleyenler 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, hayali kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azaltacak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,
- Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edip gerçek tutarı yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
- Belgelerin varlığı noterden tespit edilmesine rağmen istenildiğinde ibrazdan kaçınanlar ve yanıltıcı belge ibraz edenler.
İbrazı zorunlu olan defter, defter sayfaları ve belgeleri yok ederek tamamen veya kısmen sahte belgeler düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadan belge basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- VERGİ CEZALARININ KESİLMESİ
Mükelleflerin yapmış oldukları, vergi ile ilgili beyanlarının, doğru olup olmadığını belirlemek, ödenmemiş olan vergiler varsa bu vergilerin tahsil edilmesini sağlamak, beyanda bulunması gerekirken hiç beyanda bulunmayan veya eksik beyanda bulunanları cezalandırmak gibi nedenlerle devlet, kontrol mekanizmasını çalıştırarak vergi inceleme yetkisi vermiş olduğu kişiler vasıtasıyla vergi incelemeleri yapar. Vergi incelemelerinin zamanı mükellefe haber verilmez. Mükelleflerin bir gün denetlenebileceklerini düşünmeleri onların yasalara uygun bir şekilde davranmalarını sağlar.
Vergi incelemeleri sonucunda, vergi suçlarından birisi oluşmuş ise bu suçun Vergi Usul Kanunumuzdaki karşılığı mükellefin vergi dairesince ceza olarak kesilir.
Aşağıda yazılı olan süreler geçtikten sonra vergi cezası kesilemez. Bu durum Vergi Usul Kanunumuzun 374. maddesinde Zaman Aşımı olarak isimlendirilmiştir. Bunlar:
- Vergi kaybı cezasında, vergi alacağının doğduğu, takvim yılını izleyen yılın birinci gününden itibaren, özel usulsüzlük cezalarında ise, yapıldığı yılı izleyen yılın birinci gününden itibaren 5 yıl,
- derece usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı izleyen yılın birinci gününden başlayarak 2 yıl.
3.1. Vergi Ceza Tutanağı
Ceza Tutanağı, vergi dairelerince yetkilendirilen kişilerce cezayı gerektiren olayın tespiti için düzenlenen belgedir. Ceza tutanağında vergi cezasını gerektiren olaylar belirtilerek cezaya taraf olan mükellef ve görevli tarafından imzalanır. Görevliler yapmış oldukları inceleme sonucunu rapor halinde ilgili vergi dairesine verir. İnceleme raporu ile ceza tutanağının bir kopyası mükellefe gönderilecek olan Vergi Ceza İhbarnamesine eklenir.
3.2. Vergi Ceza İhbarnamesi
Vergi cezası, ilgili bulunduğu vergi bakımından, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince kesilerek düzenlenen Ceza İhbarnamesi ile mükellefe tebliğ edilir. Ceza İhbarnamesine Ceza tutanağı ile inceleme raporunun birer sureti eklenir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 336. maddesine göre ceza ihbarnamesinde şu bilgiler bulunur:
- İhbarnamenin sıra numarası,
- Düzenlendiği tarih,
- İlgililerin soyadı, adı ve unvanı,
- Varsa mükellef numarası (mükellef hesap numarası),
- İlgilinin açık adresi,
- İlgili kanunun madde ve fıkra numaraları gösterilmek ve varsa mevcut deliller bildirilmek suretiyle olayın açıklanması,
- Olayın ilgili bulunduğu vergilendirme veya hesap dönemi,
- Varsa cezanın ilgili bulunduğu vergiye ait ihbarnamenin tarih ve numarası,
- Varsa tekerrür ve içtima durumu,
- Vergi cezasının hesabı ve miktarı,
- Vergi mahkemesinde dava açma süresi.
Cezayı gerektiren olayın tespitine dair tutanak sureti ile inceleme raporunun birer örneği ihbarnameye bağlanır.
3.3. Vergi Cezalarında İndirme
Kendisine vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarından biri kesilen, kesilen ceza ile ilgili olarak ceza ihbarnamesi düzenlenen bir mükellef veya vergi sorumlusu, ceza ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde, ilgili vergi dairesine bir dilekçe ile başvurup vergiyi ve cezasını vadesinde ödeyeceğini bildirirse, kesilen cezaların belli bir kısmı indirilir. Böylece mükellef cezanın indirilen tutardaki kısmını ödememiş olur.
Cezalardaki indirim:
- Vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, daha sonra kesilenlerde ise 1/3
- Usulsüzlük ve Özel usulsüzlük cezalarının 1/3
oranındadır.
Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi ve cezasını ödemez ya dava konusu yaparsa yukarıda belirtilen ceza indiriminden yararlanamaz.
- KLASİK VERGİ KAÇIRMA YÖNTEMLERİ
Bazı vergi kaçırma yöntemleri şunlardır.
- Vergi dairesine kayıt olmaksızın çalışılması,
- Vergiye tabi işe başlamanın geç bildirilmesi
- Mal ve hizmet satışlarına fatura, fiş düzenlememek veya eksik düzenlemek,
- Cari döneme ait hasılatın sanki sonraki yılın geliriymiş gibi ertesi yıla kaydırılması,
- Envanter kayıtlarında oynama yapılması,
- Şartlar taşınmadığı halde indirim ve istisnalardan yararlanılması,
- Üretilen mal miktarının gizlenmesi ve farkın belgesiz satılması,
- Korsan mal üretilmesi ve bunların belgesiz satılması,
- Emlak alım-satımlarında emlakın değerinin altında bildirilmesi,
- Gerçek olmadığı halde, vergiden muaf tutulan vakıf ve dernek adı altında faaliyetlerde bulunulması,
- İnşaat ve imalat maliyetlerinin gerçek olmayan belgelerle şişirilmesi,
- Satış hasılatının avans ya da teminat gibi gösterilerek vergi beyanına dahil edilmemesi,
- İşletmeye ait kaynakların ortaklar tarafından bedelsiz ya da düşük bedelle kullanılması,
- Kargo ve PTT yoluyla yapılan satışların belgelenmemesi,
- Aktifleştirilmesi gereken (dolayısıyla amortisman ayrılmak suretiyle taksitler halinde giderleşecek ödemelerin) bir kerede doğrudan gider olarak dikkate alınması,
- Gelecek döneme ilişkin giderlerin cari döneme işlenmesi: Örn: Peşin ödenen kiralar, sigorta bedelleri vb.,
- Bazı alacakların, gerçekte olmadığı halde şüpheli veya değersiz alacak haline sokulması,
- Fazla (kanunen belirlenen orandan yüksek) amortisman gideri ayrılması,
- Amortismana tabi bir şeyin doğrudan gider yazılması,
- Yapılan, sosyal amaçlı yardımların kanundaki şartları dikkate almaksızın kazançtan düşülmesi,
- Turistik amaçlı gezilerin, yemek, hediye vb. şahsi harcamaların işletme ile ilgili gösterilmesi,
- Kira gelirlerinin gizlenmesi,
- Yüksek oranlı KDV’ye tabi malların satışlarında düşük oranlı KDV’li satışı gibi yazar kasa fişi kesilmesi,
- Değişik sektörlerde faaliyet gösterdiği halde bir kısım faaliyetlerin gizlenmesi suretiyle tek sektörde faaliyet gösteriyor gibi beyanname verilmesi,
- Tek kişi adına vergi kaydı yaptırıp, birkaç kişinin aynı işi ya da değişik işi tek bir kayıt numarası üzerinde yapması,
- Fire oranının olandan daha yüksek gösterilip, gerçek fire farkı ile farkın faturasız satılması,
- Aynı irsaliye ile irsaliyesiz veya irsaliyelerde tahrifat yaparak belgesiz mal sevk edilmesi,
- Kredinin şirkette kullanıyor gibi gösterilip özel işlerde kullanılması ve kredi faizinin gider yazılması,
- KDV veya kurumlar vergisi ödememek için veya gruba dahil şirketlerdeki birikmiş zarar, devreden KDV, daha düşük vergilenme imkanı veren enstrümanlardan (yatırım indirimi gibi) grup içinde karşılıklı mal, hizmet faturaları düzenlenmesi suretiyle yararlanılması,
- Kârın gruptaki zararlı şirkete aktarılması,
- Mal bedelinin kısmen veya tamamen açıktan alınması,
- Şirketin parasının kasada gibi gösterilip ortaklarca kullanılması,
- Damga vergisine tabi işlem ve belgelerin damga vergisine ancak takip amacıyla işlemlere başlandığında tabi tutulması,
- Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanılması Suretiyle Vergi Kaçırılması,
- Mal veya hizmetin bedelinin faturada “düşük” ya da “yüksek” gösterilmesi,
- Mal veya hizmetin “tanımının” faturada farklılaştırılarak yer alması,
- Gerçekte mal ve hizmet alınmadığı halde alınmış gibi faturalamak veya fatura almak,
- Faturanın üst suretine farklı, alt suretine farklı rakam yazılması,
- Belgelerde tahrifat yapılması,
- Gerçek alıcı, satıcı yerine başka birisinden belge alınması veya alıcıdan başkası adına belge düzenlenmesi,
- Gayri faal ya da ticari faaliyetine son vermiş firmaların faturalarının kullanılması,
- Vasfının veya miktarının veya fiyatının doğru beyan edilmemesi suretiyle ithalat yapılması,
- Kesilen fatura ve fişlerin ticari defterlere eksik geçilmesi, hasılatın eksik (örn: basit toplama hatası yapılmış gibi) toplanarak gösterilmesi,
- Hasılatın defterde tam olmasına, belgeli olmasına (fatura, fiş kesiliyor olmasına) rağmen beyannamede eksik bildirilmesi,
- Beyannamelerde veya ekindeki bilanço veya işletme hesabı özetinde hayali indirilebilir gider veya KDV beyanlarında, kayıtlarda farklı olduğu halde daha yüksek indirilecek KDV gösterilmesi,
- Çalıştırılan kişilerin çalıştıkları gün sayısının eksik gösterilmesi,
- İşçi ücretlerin düşük gösterilmesi,
- Kaçak işçi (yerli-yabancı) çalıştırılması,
- Ortak veya çalışanlara uzun süreli avans verilmiş gibi gösterilmesi,
- Şirket çalışanlarına tahsis edilmiş olan dolayısıyla normal şartlarda ücret olarak vergilenmesi gereken bu ödemenin, evin misafirhane olarak gösterilmesi yoluyla vergisiz bırakılması.
Yukardaki listeyi uğraşılan ekonomik faaliyetlere göre çoğaltmak mümkündür. Ancak, bu listede yer alan fiillerin, makalemizin önceki bölümlerinde ele alınan cezalarla cezalandırılmaları gereken suçlar olduğu unutulmamalıdır.
Kaldı ki, bu listede yer alan filler Vergi İdaresi tarafından da bilinmekte ve yapılan vergi incelemelerinde öncelikle araştırılmakta ve incelenmektedir. Yoksa amacımız, makalemizin bu bölümünde “Vergi nasıl kaçırılır şeklinde bir rehber” oluşturmak değildir. Amacımız, bu listedeki filleri işleyen ve kendini uyanık zannedenlerin bir vergi incelemesiyle kolayca tespit edilebileceği ve suçlarının ortaya çıkarılabileceğini belirtmek, böylelikle caydırıcılık oluşturmak ve vergi mükelleflerinin gereksiz büyük riskler almalarının önüne geçmektir.
- VERGİ KAÇIRMANIN ÖNLENMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Aslında vergi kaçırmanın önlenmesi için alınması gerekli olan tedbirler, vergi kaçırmanın sebeplerinde görülmektedir.
Vergi kaçırmanın önlenmesi için alınması gereken tedbirleri ana başlıkları ile şu şekilde sıralama olanağı bulunmaktadır.