ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN VERGİ BORÇLARI İÇİN YAPILANDIRMA UYGULANIR MI?

Bu yazımızda gündemde olan 7020 sayılı Kanun'un uygulanmasında da ilgisi bulunan "ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN VERGİ BORÇLARI İÇİN YAPILANDIRMA UYGULANIR MI?" konusunu ele aldık.

Vergi kanunlarında tarh ve tahsil zamanaşımına yönelik hükümler yer almaktadır. Bu hükümler uyarınca zamanaşımına uğramış bir borç artık vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilememektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunun 114. maddesine göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrayacağı, 6183 saylı Yasanın 102. maddesinde ise, Amme alacağının, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı, para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuz olduğu hükümleri yer almaktadır. Ancak102. maddenin son fıkrasında, “zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur” ibaresine yer verilmiştir.

Uygulamada, vergi daireleri vergi alacağının  zamanaşımına uğraması konusunda çok katı davranmakta hatta bazen yasanın şartlarını da aşacak surette uygulamalar yapabildiği görülmektedir.

Yine, 6183 saylı Yasanın 103/11. maddesi, zamanaşımını kesen bir neden olarak, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanmasını düzenlemiştir.

Özellikle son yıllarda, zamanaşımına uğramış, ancak vergi dairesi kayıtlarından terkin edilmemiş vergi borçları ile ilgili olarak af (yapılandırma) kanunlarından yararlanmak üzere müracatlar olmaktadır. Mükellefler tarafından bu kapsamda rızaen yapılan ödemeler vergi dairelerince kabul edilmektedir.

Bu durumda, zaten zamanaşımına uğradığı sabit olan bir vergi borcu için yapılandırmadan yararlanılması bu borç için yeniden zamanaşımı süresini canlandırmayacaktır.

Nitekim Danıştay kararları  da bu yöndedir. Örneğin Danıştay 4. Dairesinin 12.2.2013  günlü bir kararında şu gerekçeye yer verilmiştir:

“ Davacılar, adlarına tescil edilen taşınmaz üzerindeki hacizden dolayı menfaatleri ihlal edildiğinden hacze esas alınan vergi borcunun zaman aşımına uğradığını ileri sürerek söz konusu haczin kaldırılmasını isteyebileceklerdir.

Dolayısıyla, davacıların borcu olmadığı halde müteahhitin vergi borcunun zaman aşımına uğrayıp uğramadığı yönünden incelenmesi hakkaniyet gereğidir.

Bu bağlamda dosya içeriğinden, asıl borçlu müteahhitin vergi borçları için muhtelif yıllarda muhtelif cüz'i ödemelerin yapıldığı ve 6111 sayılı Kanun kapsamında 01.04.2011 tarihli dilekçeyle vergi borçlarının yeniden yapılandırıldığı, hacze esas alınan vergi borçlarının hangi yıllara, hangi vergilere ait olduğunun belli olmadığı ve yapılan ödemelerin de hacze ilişkin vergi borçlarını içerip içermediğinin de belli olmadığı anlaşılmaktadır.

Müteahhit tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemeler zaman aşımını kesecek olmasına rağmen, müteahhit tarafından kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde cüz'i miktarda ödemelerin yapılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan zamanaşımının kesildiğinden söz edilemeyeceği, ayrıca yapılan bu cüz'i ödemelerin zaman aşımını kestiği kabul edilse dahi hacze esas alınan vergi borcunu içerip içermediği de belli olmadığından yine zaman aşımının kesildiğinden söz edilemez.

Dairenin üzerine en son 2005 yılında haciz konulduğu göz önüne alındığında tahsil zaman aşımı süresinin son günü 31.12.2010 olacağından bu tarihten sonraki bir tarihte 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılmaya gidilmesi de, yeni bir tahsil zaman aşımı süresi ihya etmeyecektir.

Bu durumda, hacze esas alınan vergi borcu zaman aşımına uğradığından davalı İdare açısından artık bu borç eksik borç hükmündedir. Haczin kaldırılması amacıyla davacılar tarafından zaman aşımına uğramış bu borcun ödenmesinin beklenilmesi de hakkaniyete uygun değildir.  Dolayısıyla müteahhitin vergi borcunun cebri takip yollarıyla tahsil edilmeye çalışılması mümkün olamayacağından davacıların taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılması gerekmektedir.”

NOT: YAZILAR İZİNSİZ VE KAYNAK GÖSTERİLMEKSİZİN KULLANILAMAZ.

www.mukellef.net 

İLİŞKİLİ İÇERİK

KATEGORİDEKİ İÇERİK

​gelir vergisi kanunu uygulamaları semineri 2.bölüm
​gelir vergisi kanunu uygulamaları semineri 2.bölüm
?gelir vergisi kanunu uygulamaları semineri 2.bölüm
​gelir vergisi kanunu uygulamaları semineri 2.bölüm
Gelir vergisi kanunu uygulamaları semineri 1.bölüm
2018 yılı basit usulde beyanname doldurma
Engellilerin araç alımında ötv istisnası
Gelir vergisi uygulamalarında genç girişimci teşviki
Yapılandırmadan Yararlananlar Hakkında Tesis Edilen Hacizler Kaldırılır Mı?
Yapılandırmadan Yararlananlar Hakkında Tesis Edilen Hacizler Kaldırılır Mı?
Yapılandırmadan Yararlananlar Hakkında Tesis Edilen Hacizler Kaldırılır Mı?
​7020 sayılı yapılandırma (af) kanununa ilişkin özellikli durumlar –ıı
Kdv iadesinde aranan belgeler
Kdv iade işlemleri - vergi inceleme raporu ile kdv iadesi
Kdv iade işlemleri - teminat karşılığı kdv iadesi
Kdv iade işlemleri - ymm raporu ile kdv iadesi
Kdv iade işlemleri - nakden iade
Kdv iade işlemleri- mahsup yoluyla kdv iadesi
Kdv iade tutarının hesabı - iadesi talep edilebilecek kdv tutarı
Zamanaşımına uğrayan vergi borçları için yapılandırma uygulanır mı?
7020 sayılı yapılandırma (af) kanununa ilişkin özellikli durumlar –ı
Yni af kanununun kapsamı ve süreler
Kanunla kurulan sandıklar ve emekli sandıkları
Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl karlarının işletmeden çekilmesi ve indirim ve istisnalara mahsubu
Mükelleflerin beyanlarına karşı dava açmaları
Bilinmesi gereken vergi teşvikleri
6770 sayılı kanunla yapılandırma kanununda yapılan değişiklikler
Küresel hukukun üstünlüğü yargı hepimiz için lazımdır esfend
Yeniden yapılandırmada ikinci bir şans!
Vergi hukukunun yasama ve yargı organlarından doğan kaynakları